Türk mutfağında çok yaygın olarak kullanılmayan bir besin olan yulaf, yaklaşık 25 çeşide sahip olup ve yaklaşık 5000 yıldır yetiştirilen, botanikte "Avena sativa" olarak bilinen bir bitkidir. Geçmişte genellikle hayvan yemi olarak görülen yulaf, yapılan araştırmalar sonucunda insan sağlığına oldukça faydalı olduğu anlaşılmış ve yumurta, et, süt gibi önemli bir protein kaynağı olarak kabul edilmiştir. Kolay elde edilebilir olmasının yanı sıra sağlığa oldukça faydalı olması nedeniyle kullanımı her geçen gün artmaktadır. Özellikle sinirleri yatıştırıcı özelliği bulunan ve halsizlik, yorgunluk gibi durumlarda enerji verici olarak etkili olan yulaf, kilo vermek isteyen kişiler için de oldukça faydalıdır ve genellikle sabah kahvaltılarında tüketilmektedir. Buğday ve arpadan sonra gelen en önemli tahıl grubudur ve arpa, buğday gibi ürünlere göre daha çok suda çözünür. Demir, manganez, çinko, E vitamini ve B vitamini içermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından diğer protein ürünleri kadar değerli kabul edilen yulaf, insanın protein ihtiyacının neredeyse tamamını sağlayabilir. İçerdiği aminoasitler sayesinde kanser, kabızlık, sinir sistemi hastalıkları, diyabet ve kalp hastalıklarında tedavi için kullanılabilir. Yulaf kepeğindeki lifler sayesinde karbonhidratların emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler. Yulaf bitkisinin faydaları saymakla bitmez.

Yulafın faydaları sadece sağlıkla sınırlı değildir. Kozmetik sektöründe de yulaf sıklıkla kullanılmaktadır. Yulaf maskeleri, cilt bakım ürünleri ve saç bakım ürünlerinde yaygın olarak yer almaktadır. Yulafın cilt üzerindeki yatıştırıcı etkisi, onu özellikle hassas ciltler için ideal bir bileşen yapmaktadır.